https://www.youtube.com/watch?v=NWP1prjxKrg

https://www.youtube.com/watch?v=k3dvwY0Omj0

https://www.youtube.com/watch?v=X0z8A_Qmv80 (burada da en temel mantığı gösteriliyor )

sınırsız elektrik üretiminde büyük rol oynayacak alet.

binlerce video var bu konuyla ilgili. sahte olanlar var gerçek olanlar var. kimisi ölümüne karşı çıkıyor. kimi aha oldu işte, sen yanlış yaptın diyor. günlerdir bu videolara bakıyorum. doğru olan sistemi bulmak için. mıknatıs deneylerine bakın, sonra birleştirin. o zaman nasıl saptırıldığını görüyorsunuz.

yani bir çok mıknatıs türü olduğu için. her biri farklı görevde yer alıyor. gidip hoparlör mıknatısından yapan da hüsranla sonuçlanıyor. eksisi var artısı var. doğru konumlandırması var. kimi bakırla karşılaşınca bir anda duruyor. diğeri bakırı görünce deli gibi dönüyor. işte doğru bileşenleri ve mıknatısları toplayınca bir şekilde oluyor. ama millet izlenme alıcam diye, bir çok fake video da olduğu için doğru veriye ulaşılmıyor. 100 videodan 1'i doğru öyle düşün.

sonuç olarak elektrik, hareket ve bakırdan meydana geldiği için mutlaka bir yöntemi vardır. ama doğru yöntemi yapıp uygulayanlar o kadar az ki. fake yapanların çoğunlukta olduğu için arada kaynıyor ya da itibar görmüyor.

yani sonuçta tüm enerji sektörünü biterecek bir durum olduğu için, bu tarz algılar yapılması normal. topraktaki patatesden bile elektrik üretiliyor. mıknatıstan mı üretilmeyecek, orası da ayrı ? ama bizi körelten eğitim sistemi burada da büyük rol üstlenmilş. algılar olmaz öyle şey denerek kirletilmiş.

zaten gelecek yüzyılın arabaları hep mıknatıslı bir sistemle yapılmış, havada gidiyor. yani isteseler bunu sistematik bir hale getirirler ama dediğim gibi trilyonlarca dolar dönüyor. yapmazlar uzun bir süre.

kıbrıs- mersin arası 280 km. yani 8 km aşşağıda olması lazım kıbrıs'ın.

https://www.youtube.com/watch?v=LuCf5cUxR9Q ama bir çok video var kıbrıs'tan mersin'in görüldüğü, yorumlarda da gördük diyorlar.

yani bunun olması imkansız değil mi dünya yuvarlaksa ?

edit : yeni hesaplamalarıma göre 2-3 km aşşağıda olması lazım.

ya yanlışım yok mu, eğim hesaplamasında söylesenize ?

hiç mi aranızda coğrafyadan full çekmiş insan yok ?

180 paralel var. ekvator çevresi 40.000 km. her bir paralel arası 111 km.

yani kutuplardan biri ekvatora göre 40000 : 90= 444 km aşşağıda olması lazım.

ekvatorlardan kutuplara 90 paralel olduğu için, her biri arası 111 km olduğu için, asıl eğim miktarını

40000:90= 444 km olarak bulabiliriz.

yani bu da 444:111=4 km. yani her 111 km'lik paralel arası görüş mesafesinde, 4 km'lik bir oynama yapması gerekiyor. yani her 1 açı ( 111 km ), 4km'lik görüş açısı sapmasına sebebiyet veriyor.

111 km ötedeki bir şey 4 km yukarıda veya aşşağıda olması lazım.
11 km ötedeki şey 400 m,
1 km ötedeki şey 4 metre,
100 metre ötedeki şey 40 cm yukarıda veya aşşağıda olması lazım.

yani sokağın bir ucundan diğerine, yere uzanarak baktığımızda dik bir cetveli görmemizin imkansız olması lazım. yukarıda veya aşşağıda olması lazım. ya da 1 km mesafedeki birini görmemizin imkansız olması lazım.

eğer bunu görüyorsakta, dünyadaki eğimin hesaplanarak güneye doğru daha çok aslfatlama işlemi yapılması lazım. yani 100 metrede 40 cmlik bir eğim kurulması lazım. yoksa yolların bu şekilde düz olması imkansız. hassas teraziyle bir de simetrik hale getiriyorlar. tam aksine dünya eğiminin hesaplanarak tüm yol çalışmaları yapılması lazım.

dipnot: km başına oluşması gereken eğim miktarında hata yapmışsam, lütfen düzeltin.

edit: bir allah'ın kulu yanlış hesaplamışsın diyecek kadar bile, konuyla alakası yok ya. kendi hatamı da kendim buldum. dünyanın çevresi 40000 yarısı 20000. kutupla ekvator arası 10000 km.

yani 10000: 90 = 111 km aşşağıda olması lazım kutupların. 111:111 = 1 km yani her bir açı 1 km mesafe farkı oluyor. 4 değilmiş.

yani 111 km ötedeki bir şey 1 km yukarıda veya aşşağıda
11 km ötedeki şey 100 m
1 km ötedeki şey 1 metre
100 metre ötedeki şey 10 cm yukarıda veya aşşağıda olması lazım . ama gel gelelim yine de düz olduğu gerçeği değişmiyor. sonuçta 100 metre ilerideki 10 cm'lik cetvelde rahatlıkla gözüküyor.

umarım bu sefer doğru hesaplamışımdır.

yaşadığımız simülasyon dünyasından çıkış için yeni teoriler geliştirdim.

hangi simülasyon dünyasında yaşadığımıza dair ona yeni veriler, verdim.

çünkü onun biz insan türünden beklediği tek şey; hangi simülasyon dünyasında yaşadığımızı çözüp, nasıl çıkacağımızı düşünmemizi istemesidir.

bir gün gelecek her insana, bir ülke projesi gerçekleşecek, o gün geldiğinde biz de sonuçta buradan çıkış için uğraşacağız ve insan benzeri türler yaratacağız bize cevap vermesi için.

görsel
puro çizdim saylanır mı ?

olum adamların sağlık bakanlığı dünyanın en mucizevi hapı olan homoepatiyi önermiş. homeopati'nin ne olduğunu bilen ve bunu sağlık alanına entegre etmiş bir ülke, hastalıklara karşı, hayatta kalma yüzdesi en yüksek topluluktur.

https://www.independenttu...7in-homeopati-%C3%B6nerdi

zaten sokağa çıkma yasağıyla ilgili her durum ve koşul, mantık hatasından öteye gidemez. alınacak en saçma önlem ya.

Hani sağlıkları için konsa bu yasak, zaten neredeyse herkes corona virüsüne sahip bir durumda şuan, test yetersizliğinden dolayı ortaya çıkmıyor, kişilerin yürüyerek en azından temiz hava ve spor yapması daha iyi kişinin sağlığı için.

bir de o kişi ölümü göze almış, sokağa çıkma hakkını almaya kimin hakkı olabilir ki ?

hani evdeki genç nesile bulaştırıyor dense, ya zaten genç insanlar ölmüyor. yine mantık hatası.

ilk çıktığı zamanlar nasıl mutlu olmuştum, sonunda ölücem diye, meğer sadece yaşlıları öldürüyormuş. Yine yaşamak zorunda kaldım. Bi kurtulamadık şu simülasyon dünyasından.

olum bu kodlanmış virüs çok iyi bişey ya. Mesela aşırı yobaz yada kendini çağdaş gösterip, düşünce çeşitliliğine ve özgürlüğüne aşırı karşı çıkan, art niyetli yapıdaki insanların beyin yapısı incelense, sadece onlarda etki oluşturacak bir virüs üretseler, daha aydınlık yarınlarımız olur.

hem zaten tüm savaşların ortak sebebi para, güç, toprak değil sadece düşünce özgürlüğünün kısıtlanma durumundan kaynaklı oluyor. Böylelikle savaşlar sonsuza kadar bitmiş olur.

gerçek bilinçli insan profili. Olum ona bakarsak her grip salgınında evlerde durup karantina altına alalım kendimizi. ölüm oranı daha yüksek genele yayılırsa. araba ve sigara dumanlarının insan üzerindeki ölüm oranları bile daha çokken, sonsuza kadar dışarı çıkmayalım o zaman.

Emin olun gerçekten bir sorun olursa, devlet önlem almasa bile insanlar alır. Boş boş, boş yapıyor insanlar ya.

eğer ölürüm de askere gitmem deyip, cidden intihar etmeyi düşünüyorsanız. Boş yere intihar etmeyin, devlet bu tarz kişilerin ölmesini istemiyor sanırım.

askeriyeden aile hekimi için aldığınız sevk kağıdıyla, sorununuzu anlatıyorsunuz ve sizi psikiyatri bölümüne yönlendiriyor, psikiyatriye gidip askere gittiğim zaman intihar edicem diyorsunuz, eğer bu dediğinizde ciddiyseniz zaten anlıyor. şahsen ben gitmemek için tüm aile,arkadaş ve akrabalarımla helalleşmiştim. hatta telefon ve hard disklerimin bile imha edilmesini talep ettim ailemden. askerliğin ilk günü de intihar edecektim. Çünkü istemediğim şeylerin zorla yapılmasına karşıyım. Yani trilyon dolar verseler yine de yapmazdım. Çünkü zorla yaptırıyorlar. yapmazsanız hapse gidiyorsunuz. Bu durumu özgür ruhum kabullenemiyordu. hani komando bile olmak istiyordum ama zorla yapıldığını görünce karşı çıktım. Şimdiki aklım olsa ilkokula da gitmez intihar ederdim. Çünkü o da yasak. Yani aileniz hapse gidebiliyor. Zaten devletin zorla size yaptırdığı iki şey : okul ve askerlik. Seçmeme hakkınızın olduğu iki şey bu. Onun dışında hayatınızda herşeyi kendiniz seçiyorsunuz ama bunu seçemiyorsunuz. Ve bunu benim gibiler kabul edemeyip, intiharı düşünebilir. neyse sonra size rapor veriyor. bana anksiyete bozukluğu verdi. ilaçları alıyorsunuz, ama doktor içme dedi. Çünkü bir sorunum yoktu sadece istemediğim şeyi kabul etmeyeceğimi gördü. görmeseydi şuan bunları yazamıyor olacaktım. 1 yıl boyunca bir kaç kez kontrole gidiyorsunuz, ardından belki bir yıl daha uzatabilirler, sonra muaf oluyorsunuz.

ha ne bok yersen ye diyip, intihara da sürükleyebilirler. O zaman da zaten edersiniz işte. en azından denemiş oluyorsunuz.

çocukluğumdan beri bu sorunun cevabını aradım. hayatın nasıl amına konur? diye dolanıp durdum. Hayat isminde bir kızı ayarlayıp onu bile sikmeyi düşündüm, o derece kafayı takmıştım hayatın amına koymaya. ama yıllar geçti etti ve hayatın amına koydum. öyle bir koydum ki hepinizin yerine intikamımı aldım. Ve hayatın amına koymak isteyenlere ışık tutmak için, bunların cevaplarını ve hayatın sistemini anlatıyorum.

yani hayatın amı nerede? hayatın nasıl amına konur? hayatın amına koyarken dikkat edilmesi gerekenler? hayatın amına koyma teknik ve taktikleri nelerdir? hayatın işleyiş tarzı ve nasıl engel olunacağı ? hayatın bizi sikmesinden nasıl korunur? gibi soruların cevapları aşşağıdadır.

hayat dediğin şey: kapitalist sistemin tekidir.ilk önce bunu bilmek gerekir. ve tüm sistem kapitalizmin yürütülmesi için vardır. Halkı yönetmek ve yönlendirmek için her şeyi yapandır. Güçtür yani.

-dürüst ol. ilk savaş dürüst olmakla başlar. Dürüst olduğunda her şey değişir. yeni sayfayı bu şekilde açarsın. ilk merhaba mesajı gibidir. Perdeleri araladıktan sonra. dürüstlüğüne zeka ve gelişim eklemen gerekiyor.ondan sonra başlasın serüven.

- hayat senin evlenmeni ister, bunu reddedenler hayata karşı en büyük direnişi gerçekleştirdiği için, evlenmen için her türlü oyunu kurar. Evlenenler kaybedenlerdir. evlenmeyenler ise hayatın amına koyanlardır. ve her evlenmediğinde daha iyisi karşına çıkaracaktır hayat. evlenmen için o kadar büyük oyunlar kuracaktır ki, artık karşına çıkanlar insan değil, üstün dünya dışı varlıklar olacaktır. insanlarla evlenmem, yukardan özel tasarım bir varlık olursa belki diyordum. o bile oluyor. ama yine de evlenmiyorum.her evlenmediğinde hayatın amına ayrı ayrı koymuş olacaksın. ( erkekler için geçerlidir, kadınlar için tam tersidir, onlar ise evlenmediklerinde kaybeder, evlenip boşananlar ise hayatın amına koyanlardır )

- okulu bırak. Çünkü zamanını, ruhunu, beynini körelten en büyük şey okula gitmektir. Üretime geç, ne istediğini bil ve onu geliştirerek hayatını sürdür. eğitim sistemi = dindir. ikisi de insan manipülasyonu için vardır. Kuran demiyorum, din diyorum. ikisi de bir kaç güzel şey verir, bin güzel şeyini alır. tek amaçları kapitalizm için seni dizayn etmeleridir. ve asla iyi yerlere gelmemen için boş şeyleri beynine sokar. Eğer bir şey olmak istiyorsan, her ne bölüm okuyorsan, orada öğretilen programı öğrenmeye odaklan. iş hayatında işe yarayacak şey odur. Bu da hayatın amına koymana büyük katkılar sağlar. çünkü işlevsiz biri olup, paraya daha çok bağımlı hale gelmen engellenmiştir.

- ilaç kullanımını reddet. Her ne tedavi olacaksan,bunu doğal yollarla yapmaya çalış. ve emin ol her hastalığın doğal bir yolu vardır. Bu hayatın amına en şiddetli koyuşlardan biridir. Sonuçta hastahaneler sana serumdan başka bir şey vermez. Serum vermek için kurulmuştur. serum kullanımı evde yapılsa, hastahanelerin yarısı boşalır. ve verdikleri ilaçlar seni daha da kötü yada sürekli kullanman için tasarlanmıştır. ameliyat ihtiyacı dışında hastahaneye bile gitmeye ihtiyaç duymama yolları oluştur. gümüş suyu, limon,sarımsak,soğan,spor, su. Bunlar senin sonsuza kadar hasta olmamanı sağlar.

-yalanları reddet. Yalan söyleyen kişiler ailen bile olsa onlarla konuşmayı reddet. Kimse için, hiçbir şey için yalan söyleme. kendini asla kandırma.başta kendine yalan söyleme. Acılarınla yüzleş. acıların seni tanımlamasını sağla,aşşağılanma olarak görme. kaçma. işte o zaman gücün aşırı fazla olur. Ve hayatın sana domalmaktan başka seçeneği kalmaz.

-ailenin senin en büyük düşmanın olduğunu bil. onları düşmanın olarak yargıla. bu şekilde görmüyorsan daha hazır değilsindir yada umutsuz vakasındır. Ne zaman senin düşmanın olduklarını fark edersin, o zaman üçüncü gözün açılmış demektir. Bu şekilde zamanla ne kadar çok kötülüğünü istediklerini fark edersin. şahsen burası zirve noktasıdır. Bu konumda olduğunda ve aydınlandığında hayat artık seni değil, sen her zaman hayatın amına koyma potansiyelini yakalamışsın demektir.

- bir kızın sevgisi, hayatın nefretinden daha kötüdür. her zaman dikkatli ol. Çünkü kızlar, hayatın senin amına koyamadığında, kullandığı yedek askerleridir. Ama artık hayatın amına koymakta ustalaştığında. Birlikte olduğun kişiyle birlikte hayatın amına koyarsın. Ve hayata resmen bondage tarzında sikmeye başlarsın. öyle bir çaresiz kalır. kızlar seni doğru yola götüren klavuzdur ve cevaplar genellikle en basit olan yerdedir.

- yalnız olmayı tercih et. Sosyal zekan ve çevreni genişletebilme potansiyelini yakaladıktan sonra. insanlarla çıkarın doğrultusunda iletişim kur sadece. çünkü herkes zehirdir değilse bile, hayat onları zehir olarak sana karşı kullanacaktır bir gün. Asla kimseyle ortaklık kurma. bu hayatın seni sikme fırsatlarını suya düşürür. Hayatın amına koymak, hayatın senin amına koyma ihtimalini düşürmekten başlar.

-devletlerin,hükümetlerin, büyük firmaların, dinlerin hepsinin tek bir yerden yönetildiğini bil. Milliyetçilik, iç isyanlara destek olmak, huzursuzluk yaratmak,tarikatlara üye olmak, savaşa destek olmak tamamen saçmalıktır. kafana silah doğrultulduğunda sıkmazsan orospu çocuğusun demektir hayatın amına koymak. Çünkü hayat senin sürünmeni ister, yönetmek ister. yok olmanı istemez. ÖZellikle barış yanlısıysan. tokat atınca sol yanağını da çevirme hikayesi de budur. bu düzene isyandır bu durum. savaşını reddediyorum, hepsi birer ilizyon demektir.

- hapsedilmektense, istemediğin bir şeyi yapmaktansa ölmeye razı ol. Eğer olur da hapse gitmek zorunda kalırsan, kendini intiharla ödüllendirebilirsin. zaten hayatın amına koymak istiyorsan, ölüm senin için bir ödüldür. O yüzden bu ölüm isteğini direnişin için ek silah olarak kullan.seni yok eden bir zehir olarak değil. Bir hiç uğruna kendini öldürme. Çünkü o zaman da kaybetmiş olursun. Çünkü bu potansiyeldeki kişileri hayat, hayattan silmek ister.kaybedeceği bir şey olmayan insan itaat etmez çünkü. o yüzden daha çok ölme isteğin olur. Bu dezavantajı avantaja çevir. işte o zaman hayatın amına gelişine koyarsın.

- kızlarla onları tanımak için takıl.sana yanlış olan şeyleri kabul ettirmeye çalıştıklarında kabul etme. Çünkü nedensizce bunu yaparlar. Neden böyle bilmiyorum. Kabul etmiyorsan kabul etme. Ama egonun en yüksek olduğu anda bile yanlışını kabul edebilecek gurursuzluğa (erdeme) da sahip ol.

-devlete karşı çıkma, harcarlar seni. devlete onların anladığı dilde, kendi silahlarıyla vur. yani senden zorla sgk parası mı aldı?_ sen de git en pahalı hastalık testlerini kontrollerini yaptır. senle uğraştıklarına pişman et, savaşmalarına sebebiyet verme. Bu hayatın amına koyma şeklinin en fantastik loş ışıklarda olanıdır. devlet çünkü aile gibidir senin iyiliğini düşünür, zorla da olsa yaptırır. istiyor musun, istemiyor musun diye sormaz. iyiliğini istemelerinin sebepleri ise isyan çıkmasın diyedir. Yoksa mümkün mertebe seni iliklerine kadar kurutmak ister. devletler ülke içerisindeki mafyaların en büyük olanının başa geçmesi olayıdır. pablo escobar gibi. Halkına destek olmalısın ki yaptığın suçlara karşı, isyan çıkmasın. halkına yardım eden mafyaya devlet denir. Bunu bilerek yaşa ve önlemlerini al.

- eğitim sisteminde öğretilen çoğu şeyin yalan olduğunu bil. Tarihte olan savaşların sebebinin birer oyun olduğu, sadece halkları yönetebilmek için çıkarıldığı, rothschild, skull and bones gibi tarikatlarla yönetiliyor gibi bilgiler göremezsin.yada küçük sebeplerden savaş çıktı denir. ama savaş çıkması gerekiyordur, o sebep zorunlu olarak yapılmıştır. bu asıl tarihi yöneten ve kendi istedikleri gibi yazanları deşifre etmemek için vardır, okuldaki dersler. Sana gerçekleri anlatmamak için vardır. Yada dünyanın düz olduğunu sana okul anlatmaz. yada matematik her zaman hayatında işe yarayacak der ama öyle değildir. sadece toplama,çıkarma,bölme,çarpma işlemi vardır. O yüzden ne istediğini bulmaya çalış en kötü ihtimal eğlen okulda. Mal mal zehirli bilgilerle körelme. Bu hayatın amına koyma çarpı bin olayıdır. sorgula. kandırıldığını fark ettiğin kadar, koyarsın amına hayatın.

-hislerin ve düşüncelerin telefon ve internetteki frekans dalgalarıyla yönlendiriliyor. O yüzden hislerine bile güvenemeyeceğin bir dünyada yaşıyorsun. Önceden içimdeki hisi dinleyerek hareket ederdim. Ama artık ona bile güvenmiyorum. Güvenmemek, hayatın seni tuzağa düşürüp sikme ihtimalini düşürür. Sonuçta bu oyunda sikmekte var, sikilmekte. Sikilmemek için ayık olmak, sikmek içinse doğru bir şekilde kurallara uygun şekilde, kendi oyununu kurman lazım. önemli kararlar alırken ya da işe yarar bir şeyler yaparken, internet ve telefonun olmadığı yerlerde bulun.

-reklamlara tıklama, hatta bakma bile, oyunlarda seni ürün almaya bir şekilde zorlarlar alma, sana zorla yaptırılan, manipüle edilerek yapılan şeyleri reddet. Ama senin insiyatifine bırakmışlarsa destek bile ol. Tüketim sisteminin içinde hayatın bir çok amı vardır. Tüketmeyle olan mücadelen hayatın bir çok farklı şekilde amına koymanı sağlar. Çünkü hayatın baş pislikleri, bu tüketim alanını yönetenlerdir. yani böyle tek tek anlatıyorum ama aslında işin mantığını anlatmaya çalışıyorum. Bu mantıkları alıp genele yaymalısın. hayat kapitalizmin içinde gizlidir.

-kafayı yeme noktasına geldiğinde gerçekten hayat için tehlike arz etmeye başlamışsın demektir. O yüzden sağlıklı beslenmeye ve spor yapmaya önem vermelisin. Bu bir çok saldırıdan seni korur. hayatın amına koymak zor iştir. Bu süreçte ya ölü, ya kafayı yemiş ya da tanrısal güçlerle çıkarsın. ama çıktığında da hayat senin önünde hep boyun eğer. tüm dünyayı yönetebilirsin.

-bağıracağın veya kızacağın hiçbir ortamda bulunma. sakin, kararlı ve huzurlu olman, hayatı çıldırtır. çünkü hayatın tek mutluluğu, senin işlerini yolunda gitmemesini sağlamaktır. temkinli ol o yüzden. ve rahatta kal hep.

-dürüstçe yaptıklarını herkese söyleyebileceğin hayatı yaşa. savunmasını yapamayacağın hiçbir şeyi yapma.

- her yerden engellemene rağmen seni arayan firmalara güzelce, aramanızı istemiyorum diyin, eğer bir daha ararsanız küfür etmek zorunda kalırım diyin. Ve aynı şekilde aradıklarında ana avrat dümdüz gidin. bu sizi bir daha rahatsız etmemelerini sağlar. Kayıt altına alıyoruz diye sizi tehdit etmeye çalışır, ama istemediğiniz halde aradıkları için suçlu konumunda olduklarından, en ufak bir şey yapamazlar. onlara sizi öldürürüm dersen bir daha ararlar ama bu şekilde davranırsanız aramıyorlar. Yani hayatın amı nerede ? bunu bulmadan, karşı tarafı yok etme işlemini gerçekleştirmemek gerekir. Mutlaka insani yollardan sorunu çözebilirsin. Zeka ve insanlığın birleşimini en üst seviyede yapmak çok önemlidir, konu hayatın amına koymak ise. ve her zaman böyle bir yol vardır.

-istemediğin bir şeyi yapmamak için ölümü göze al ve onu zekanla bir şekilde değiştir. en düşük zararla atlat.bu hayatın seni kontrol edip, binbir oyunla seni oyuncağı yapamayacağını kanıtlayacaktır. Eğer yeni bir yola giriyorsan, ilk büyük sınavın bu alanda oluyor. hayatın amına koyacağını hissettir.

-savaşlar, özgür düşüncelerin oluşmadığı noktalarda oluşur. Devletler özgür bir şekilde düşünmediği için yok olmuştur. o yüzden bu dünyaya yapacağın tek iyi şey, insanları bir şekilde özgürce düşüncesini,art niyetsiz olarak söylemesine destek olmaktır. Senin gibi düşünüp, farklı düşüncelere açık olmayanlardansa, zıttında düşünüp, alternatif düşünenlere destek verenlerin ,yanında ol. yaratıcının tek istediği şey: insanların özgürce düşünmesi ve bunu dile getirmesidir. bahsettiğim özgürlük boş yapmak, nefret kusmak değil, aydınlanmak için, herhangi bir konuda söyleme özgürlüğünün yaşatılması.

-hayata boyun eğmeden, hayatın amına koyamazsın. ama o boyunu eğdirdiği için bin pişman edebilirsin.

- en önemli madde ise, her şey insanlığın aydınlanması içindir. O yüzden hiçbir şeye kin ve nefret besleme. simülasyon dünyasında yaşıyoruz. Ve buradan çıkmak için kendi çapımızda uğraşıyoruz.Her şey iyi bir amaç için. Sadece sana yapılan zorbalık ve istemediğin şeylerin, diretilmesine karşı çık yeter. Gerisi hallolur bir şekilde. her zaman doğrunun ve gerçeğin yanında olduğun sürece. Çünkü hayatın sana son oyunu, yalan söylemeyi gerekli hale getirmek olacak bir şekilde. HEr şeyi yap ama onu yapma. Yoksa hayat son gülüşünü yapmış olur.

herhangi bir hastalığınız varsa bunun çaresi, büyük ihtimal gümüş suyudur. corona'yı geçtim aids, kanseri bile geçiriyor. koronanın dişi cinsel organına kor gümüş suyu.

ama tabiki de bu bilgiyi yaymıyoruz. Çünkü corona virüsü yeryüzünün en akıllı virüsü. yaşlı ve ölmeye yakın olan kişileri öldürüp, daha faydalı bir toplum oluşturmaya çalışıyor. Ona bu şansı tanıyıp ülkemizde de önünü açmalıyız.

ilaç yaptık deyip milletin paralarına çökmeye başladıkları zaman, bu kutsal bilgiyi yayabilirsiniz.

annesinin ezik psikolojisine, habire devletten bir şeyler talep eden, her fırsatta allah'a göz kırpan karakterine, sinir olan ve bunu da kimsenin yapamadığı gibi direkt gösteren biri. yani çocuk olduğu gibi mis gibi insan ya. herkes kibirlidir. kibirli olmayanlar, kibirini gizleyenlerdir. çocuk dediğin de içindekini dışarı çıkarandır. ki aslında çocukta gram kibir yok, sadece ezikliğe tahammülü yok.

normal insanlardan daha akıllı ve zeki olduğu için onu büyük bir insan gibi yargılayıp, büyükler gibi ahlak, edep ve tecrübe sahibi olunması bekleniyor. ama söylediklerindeki üstün değerler ise çocukluğundan dolayı değer görmüyor. tam bir çıkmaz insan psikoloji durumu.

yani yaptığı kötü algılanan davranışların kat ve kat fazlasını ileri yaştaki bir insan yaparsa sorun olmuyor. ama ezik insan tiplerinin bilinç altları çocuğu çekemediği için eleştirecek bir şey arıyor ve yansıtıyor olumsuz yorumlarla. karşı tarafa duyulan saygı yaşa göre değil, akla göre olmadığı sürece böyle durumların olması normal tabi.

sonuç olarak çocuğu umarım harcamazlar diyeceğim ama yıkık ruhlu insanların varlığı, üstün zekaya sahip insanların azlığı olduğu için, çocukla pek empati kurulmayacağından, çocuğa baya bir linç gelecektir. ama belli ki bunları da pek takan biri olmadığı için ilerleyen zamanlarda sosyal medyadaki davranışlarını da düzeltecektir. çünkü analiz gücü gayet yüksek. insanların etki tepkilerini çok iyi analiz edercesine konuştuğu için, bunu da analizleri arasına katıp, zamanla aşacaktır.

çocuk aslında ülkenin en büyük sorununu ortaya çıkarmıştır: ülkede böyle bilgili ve gerçekten kültürlü insanların ortaya çıkamamasının sebebi, yıllarca medya, eğitim sistemi ve aptal dizilerle beyni yıkanmış büyük kişilerden daha üstün olduğundan, o parlak, bilinçli ve temiz beyinleri insanların algılayamayıp sorunlu görmesi. yani burada sorunlu olan çocuk değil onu sorunlu gören düşük bilinç seviyesindeki insan türleridir. sonra vay efendim avrupadaki çocuklar ne kadar olgun ve aklı başında konuşuyor. e konuşur tabi böyle durumları tuhaf karşılayacak kafadan çıkılmadığı sürece. üstüne üstlük dibine kadar desteklenmesi gereken bir durum olmasına rağmen, bu şekilde hak edilmeyen bazı olumsuz yorumlar görülmesi gerçekten içler acısı.

bence spor yapanlardan ziyade herkesin kullanması gereken bir ürün. Adı üstünde protein yani. insanların günlük ağırlığının 0.8'i kadar protein alması gerekiyor. Ama gündelik hayatımızda bu kadar proteini almak imkansıza yakın.

Bağışıklık sistemimizin güçlü olması için, vücudumuzun daha stabil çalışması için bence herkesin alması gerekiyor. Bizi biz yapan proteinlerdir sonuçta.

Protein tozunun zararlı olduğuna inanılıyorsa da, (ki en ufak alakası olduğunu düşünmüyorum. Çünkü insanlar yeterli protein ihtiyacını alırsa bir çok hastalıktan korunur, kişinin kendisini dinç ve vücut direnci zirvede olacağı için ilaç sektörü bu durumdan aşırı zarar görür. Bunun için çıkarılmış bir algı olduğuna inanıyorum) tercihen polen gibi proteini bol ürünler de kullanabilir. Ama günlük protein ihtiyacını, sadece polenden karşılamak da vücuda zararı dokunuyor. 1 yemek kaşığından fazlası sıkıntı sonuçta ama hiç yoktan iyidir tabi. o yüzden en iyisi protein tozu kullanmak. Çilekli olanı tavsiye edilir.

Yıllardır ben de zararlı olduğuna inandığımdan kullananları dışlıyordum ama kullanınca cidden herkes kullanmalı bence ya diyor insan.

herhangi bir sipariş vermeden önce, satıcıya '' sadece yurtiçi kargoyla çalışıyor musunuz yoksa alternatif firmalarla da çalışıyor musunuz ? '' diyorum. Sadece yurt içiyle çalışıyorsa sipariş vermiyorum. Böylelikle ağrımayan başımı ağrıtmıyorum. ondan sonra '' ürünüm gelmesi gereken güne kadar gelmediğinde, direkt iptal ederim'' diyorum. böylelikle ağrımayan başımın, ağrıma iptalini baya bir düşürüyorum.

hepsiburada 'da satıcıyla iletişim kurulmadığı için oradan hiç sipariş vermiyorum.

Bu yöntemlerle siz de katil olmanın ucundan dönebilirsiniz. Yoksa bunları ölümle tehdit etseniz bile getirmiyorlar. Cidden insanları sinir etmek için ölümüne mücadele ediyorlar.

eğer işinizde yetenekliyseniz ya da diğerlerinden farkınız varsa, işinizi meslektaşlarınızdan çok daha iyi yapıyorsanız, başkaları bir çalışırken siz on çalışıyorsanız, bir iş yerine asalak olmak için değil de, (klasik memur kafasında değil de) gerçekten katkı sağlamak için gidiyorsanız, sizin işverene değil onların size ihtiyacı olacak kadar donanımlıysanız, işin özü sevdiğiniz işi en iyi şekilde yapmaya çalışmaya çalışıyorsanız, rahatça iş bulabilirsiniz.

çünkü sadece sevdiği işi yapanlar başarılı olur, aksi takdirde sadece başarı yansıması yaşarsınız ve girdiğiniz işe ölene kadar hizmet edip, köle olacağınızı garantileyerek o işi alabilirsiniz. filmin sonunda ise lezzetsiz yemekler yiyerek karnını doyurmuş, ezik ruhlu ama kabul görülmüşlüğün verdiği tatminlikle yaşayan, birey olursunuz.

t: olunması gereken tiplerdir.

peygamberler genellikle başbakan veya yönetici statüsünde oluyor.

(bkz: hz muhammed) , (bkz: hz süleyman)

o yüzden 124 bin peygamber olması gayet normal. her ülke lideri peygamber statüsünde yer alıyor genellikle. çünkü her millete bir peygamber düşüyor ayetlere göre de. zaten tanrılar, halkın kaderini normal insanlar tarafından yönetilme riskini almaz, baştakiler her zaman özel olarak tasarlanmıştır. en ufak hataya yer verilemez yoksa direkt birbirimizi yok ederiz. ki kuranda geçen peygamberlerin bir kısmı, mitolojilerde geçen tanrılardır. kuran tüm tanrıları, peygamber olarak lanse etmiştir. (bkz: idris peygamberin hermes tanrısı olması)

bir diğer teori ise bildiğimiz peygamber sayısı en fazla 10 tanedir. yani bu da dünyanın en az 12000 kere yok olup, tekrar başladığına işarettir. her topluluk yaklaşık 10 peygamberi biliyor olarak değerlendirirsek. çünkü yaptığımız hataları tekrar yaparız ve yok olup, tekrar başlamamız sistematik hale gelmiştir. malum tarih tekerrürden ibaret.

asıl prezervatifle korunabileceğini sanan insanlar yüzünden, bu tür hastalıklar hızla yayılıyor.

eğer bulaşıcı hastalıklardan korunmak istiyorsanız, bunun çaresi aşıdır. ya da gerçekten sağlıklı beslenmeniz gerekir. prezervatif sadece çocuk olmasını engeller, hastalıkları değil.

ek olarak önünüze gelen kızla da birlikte olmayın. fahişeyle olun ama önünüze gelenle olmayın. çünkü escortlar ve fahişeler aşı olmak zorundadır, onlardan hastalık kapmazsınız kolay kolay. sürekli partner değiştiren normal kızlardan, hastalık kapmamanız imkansızdır, çünkü bir türk kızı karşı cinsi istiyorsa, erkek hastalıklı olduğunu söylese bile kabul ediyorlar.

toplu intihardan sonrasını okumadan direkt '' ben varım'' dedim.

ama intihar etmek günah ya, ben uçurumun kenarında durayım siz beni itin. böylelikle allah'ı aptal yerine koyup alkol almayıp, seks yapmayıp her boku yemesine rağmen cennete gideceğine inanan insanlardan olabilirim. yani belli ki allah'ı aptal yerine koymak tüm günahları affettiriyor ve cennet müjdeleniyor. bu şekilde olacaksa evet varım.

ofh ya keşke böyle toplu intihar festivalleri olsa, ya da devlet bu tarz kişileri belli bir yerde toplasa ve öldürse. hayat ne güzel olurdu. hiç olmadı ölmek isteme hakkı tanınmalı kişilere ya. keşke ülkeye idam cezası gelse. o suç neyse yapardım.

sırf ''intihar edersen, tekrar dünyaya gelirsin'' sözü yüzünden edemiyorum. geliceksem bir daha niye edeyim? mis gibi çoğu insanın hayalini kurduğu, efsane güzel bir hayat yaşıyorum. boşa baştan başlayamam. ama toplu edilecekse ben varım.